Ankara - Tarihçesi
Ankara, Anadolu’nun en eski yerleşim alanlarından biri olarak, binlerce yıllık tarihiyle pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Şehrin tarihi, arkeolojik buluntulara göre MÖ 3. binyıla kadar uzanır. Konumu itibarıyla hem doğu-batı hem de kuzey-güney ticaret yollarının kesişim noktasında yer alması, Ankara’yı tarih boyunca stratejik bir merkez haline getirmiştir.
Hititler Dönemi (MÖ 2000 – MÖ 1200)
Ankara çevresinde yapılan kazılarda, Hitit uygarlığına ait yerleşim izlerine rastlanmıştır. Bu dönemde Ankara, Hitit İmparatorluğu’nun batı sınırına yakın bir bölgede bulunmaktaydı. Hititler, şehrin çevresinde tarım ve hayvancılık faaliyetlerini geliştirirken, aynı zamanda ticaret yollarının güvenliğini sağlamak amacıyla küçük yerleşim kaleleri inşa etmişlerdir.
Frigler Dönemi (MÖ 1200 – MÖ 676)
Frigler, Ankara’nın bilinen ilk büyük şehirleşme hareketini başlatan uygarlıktır. Şehir, Frig dilinde “Ankyra” olarak anılıyordu. Ankyra kelimesi “çapa” anlamına gelir ve bu isim, ilerleyen dönemlerde Roma İmparatorluğu’nda da kullanılmaya devam etmiştir. Frigler, bölgede tarım, dokuma ve hayvancılıkla uğraşırken, zengin kültürel miras bırakan taş işçiliği ve kabartmalar yapmışlardır.
Lidya ve Pers Hakimiyeti (MÖ 676 – MÖ 333)
Friglerin yıkılışından sonra Ankara, Lidya Krallığı’nın kontrolüne girmiştir. Lidyalılar döneminde şehir, Kral Yolu’nun üzerinde bulunması sebebiyle ticaret açısından önem kazanmıştır. Ancak MÖ 6. yüzyılda Persler, Anadolu’yu ele geçirince Ankara da Pers İmparatorluğu’nun satraplık sistemine dahil edilmiştir.
Büyük İskender ve Helenistik Dönem (MÖ 333 – MÖ 25)
Makedonya Kralı Büyük İskender, Persleri yenerek Ankara’yı MÖ 333’te ele geçirmiştir. Onun ölümünden sonra şehir, Seleukoslar ve Galatlar arasında el değiştirmiştir. Galatlar, Ankara’yı başkent yapmış ve şehri siyasi ve askeri merkez haline getirmiştir. Bu dönemde şehir, Anadolu’daki Kelt kültürünün izlerini taşımıştır.
Roma İmparatorluğu Dönemi (MÖ 25 – MS 395)
MÖ 25 yılında Roma İmparatoru Augustus döneminde Ankara, Roma topraklarına katılmış ve “Ancyra” adıyla Galatia eyaletinin başkenti olmuştur. Roma döneminde şehir büyük bir imar faaliyeti yaşamış; tiyatrolar, hamamlar, tapınaklar, yollar ve su kemerleri inşa edilmiştir. Özellikle Augustus Tapınağı bu dönemin en önemli eserlerinden biridir. Ancyra, aynı zamanda Roma İmparatorluğu’nun doğu-batı lojistik ağı içinde önemli bir durak olmuştur.
Bizans İmparatorluğu Dönemi (395 – 1073)
395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Ankara, Bizans (Doğu Roma) topraklarında kaldı. Bizans döneminde şehir, dini bir merkez olarak önem kazandı. Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte kiliseler ve manastırlar inşa edildi. Arap akınlarına karşı şehrin savunma duvarları güçlendirildi. 7. ve 8. yüzyıllarda Ankara, Anadolu’nun askeri ve dini merkezlerinden biri haline geldi.
Selçuklu ve Beylikler Dönemi (1073 – 1361)
1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’nden sonra Anadolu’ya giren Türkler, 1073’te Ankara’yı ele geçirdi. Selçuklular döneminde şehir, ticaret yollarının güvenliği açısından önemini korudu. Daha sonra Anadolu beyliklerinden Ahiler, Ankara’da uzun süre etkin oldu. Ahiler, ticaret, zanaat ve ahlak esaslı bir yönetim anlayışı ile şehre damgasını vurdu.
Osmanlı Dönemi (1361 – 1923)
1361 yılında Osmanlı topraklarına katılan Ankara, özellikle Ankara keçisi ve onun yününden üretilen “sof” kumaşı ile ünlendi. 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli ticaret merkezlerinden biri olan Ankara, 17. yüzyıldan itibaren ekonomik açıdan gerilemeye başladı. Yine de stratejik konumu sebebiyle Osmanlı’nın doğu seferlerinde lojistik merkez olarak önemini korudu.
Milli Mücadele ve Cumhuriyet Dönemi (1919 – Günümüz)
I. Dünya Savaşı’nın ardından Osmanlı’nın yenilmesiyle Ankara, işgale uğramamış nadir şehirlerden biri oldu. Mustafa Kemal Atatürk, 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelerek Milli Mücadele’nin merkezini buraya taşıdı. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla birlikte Ankara, fiilen yeni Türk devletinin başkenti haline geldi. 13 Ekim 1923’te çıkarılan yasa ile resmen başkent ilan edildi.
Cumhuriyet dönemiyle birlikte Ankara, modern şehircilik anlayışıyla yeniden inşa edildi. Geniş bulvarlar, resmi binalar, eğitim kurumları ve kültür merkezleri inşa edilerek şehir, Türkiye’nin yönetim ve siyaset merkezi haline geldi. Bugün Ankara, hem tarihi mirası hem de modern yüzüyle Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biridir.