81 İl Türkiye Rehberi

Amasya - Tarihçesi

Amasya, Anadolu’nun kuzeyinde, Yeşilırmak vadisine yerleşmiş, binlerce yıllık tarihi boyunca birçok uygarlığın beşiği olmuş kadim bir şehirdir. Coğrafi konumu, stratejik önemi ve verimli toprakları ile tarihin her döneminde yerleşim görmüş; kültürel, idari ve askeri merkezlerden biri olmuştur.

Şehir, tarih boyunca Hatti, Hitit, Frig, Kimmer, Pers, Makedon, Pontus, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Aynı zamanda Osmanlı döneminde "Şehzadeler Şehri" olarak anılmış; birçok Osmanlı padişahı burada eğitim almıştır.

  Antik Çağlarda Amasya

Hatti ve Hititler Dönemi (M.Ö. 3000 – 1200)

Amasya’nın bilinen en eski yerleşimleri, Kalkolitik Çağ’a kadar uzanır. İlk olarak Hatti Uygarlığı, daha sonra da Hititler bölgede hüküm sürmüştür. Amasya bu dönemde bir şehir devleti niteliğinde değil, büyük merkezlere bağlı idari birim şeklindeydi. Bölgede yapılan kazılarda Hitit tabletlerine ve kalıntılarına rastlanmıştır.

Frigler ve Kimmerler (M.Ö. 1200 – 700)

Hitit İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra Amasya, Friglerin hâkimiyetine girmiştir. Frig kültürünün izleri özellikle taş işçiliği ve mezar mimarisinde görülür. M.Ö. 700'lü yıllarda Kimmerler, Orta Asya’dan göç ederek Anadolu’ya geldiğinde Amasya civarını da ele geçirmiştir.

 Pers ve Helenistik Dönem

Persler ve Satraplıklar (M.Ö. 546 – 333)

Amasya, M.Ö. 6. yüzyılda Anadolu’nun büyük kısmı gibi Pers İmparatorluğu hâkimiyetine girmiştir. Bu dönemde bölge satraplık sistemiyle yönetilmiştir. Persler, bölgenin kültürüne doğrudan bir etkide bulunmasa da siyasi yapıyı kontrol altında tutmuştur.

Büyük İskender ve Pontus Krallığı (M.Ö. 333 – M.S. 47)

M.Ö. 333 yılında Büyük İskender, Anadolu'yu fethederek Persleri yıkmıştır. İskender’in ölümünden sonra bölge, onun komutanları arasında bölünmüş, Amasya’da ise Pontus Krallığı kurulmuştur.

Bu dönemde Amasya, Pontus Krallığı’nın başkenti olmuştur. Mithridates VI. Eupator, Amasya’da doğmuş ve burayı geliştirerek önemli bir kültür ve bilim merkezi haline getirmiştir. Kral Kaya Mezarları bu döneme aittir. Yeşilırmak kenarına oyulan dev kaya mezarları, bu dönemin zenginliğini ve mimari gücünü yansıtır.

 Roma ve Bizans Dönemi

Roma İmparatorluğu Dönemi (M.S. 47 – 395)

M.Ö. 47 yılında Roma Generali Pompeius, Pontus Krallığı'nı yıkarak Amasya’yı Roma topraklarına kattı. Bu dönemde Amasya, Amaseia adıyla Roma'nın Kappadokia Galatia eyaletinde önemli bir kent olarak yer aldı. Amaseia'da coğrafyacı Strabon doğmuştur (M.Ö. 64 - M.S. 24). Strabon, “Geographika” adlı eseriyle Amasya’yı tüm dünyaya tanıtmıştır.

Roma döneminde şehirde yollar, hamamlar, tapınaklar ve su kanalları inşa edilmiştir. Ferhat ile Şirin efsanesinde geçen Ferhat Su Kanalı da bu dönemde yapılmıştır.

Bizans Dönemi (395 – 1071)

395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce, Amasya Doğu Roma (Bizans) yönetiminde kalmıştır. Hristiyanlığın yayılması ile şehirde birçok kilise ve manastır yapılmıştır. Bu dönemde şehir zaman zaman Sasaniler ve Arap akınlarına uğramıştır. Özellikle 8. ve 9. yüzyıllarda Arap-Bizans savaşları Amasya çevresinde yoğunlaşmıştır.

 Türklerin Gelişi ve Selçuklu Dönemi

Danişmentliler (1071 – 1174)

1071 Malazgirt Meydan Muharebesi sonrasında Türkler Anadolu’ya yerleşmeye başlamış, Amasya ise Danişment Gazi komutasındaki Türkler tarafından fethedilmiştir. Bu dönem Amasya için bir ilk Türk beyliği dönemi olarak öne çıkar. Danişmentliler, şehirde medrese, camii ve kale gibi yapılar inşa ederek mimari ve eğitimde yeni bir dönem başlatmıştır.

Anadolu Selçukluları (1174 – 1243)

1174 yılında Amasya, Anadolu Selçuklu Devleti'nin hâkimiyetine girdi. Selçuklu döneminde Amasya hem ticaret hem de bilim merkezlerinden biri haline geldi. Bu dönemde inşa edilen Gök Medrese, Kapı Ağa Medresesi gibi yapılar halen ayaktadır.

 Beylikler ve Osmanlı Dönemi

İlhanlı ve Eratna Beyliği (1243 – 1386)

1243 yılında Kösedağ Savaşı ile Anadolu Selçukluları Moğollara yenildi. Amasya, kısa süre içinde İlhanlılar, ardından da Eratna Beyliği ve Kadı Burhaneddin gibi yerel güçlerin eline geçti. Bu siyasi karışıklık Osmanlı’nın Amasya’yı almasına kadar sürdü.

Osmanlı Dönemi (1386 – 1923)

1386 yılında Yıldırım Bayezid, Amasya’yı Osmanlı topraklarına kattı. Bu dönemden itibaren şehir, Osmanlı Şehzadelerinin eğitim aldığı merkezlerden biri haline geldi. II. Murad, Fatih Sultan Mehmed, II. Bayezid gibi birçok padişah adayı Amasya’da eğitim aldı ve burada valilik yaptı.

Amasya, bu yönüyle "Şehzadeler Şehri" unvanını kazanmıştır.

ve 16. yüzyıllarda şehirde büyük bir gelişme yaşandı. Medreseler, kervansaraylar, hamamlar, camiler, konaklar, taş köprüler bu dönemde yapıldı. Amasya bu süreçte Anadolu’nun kültürel, ekonomik ve askeri merkezlerinden biri haline geldi.

 Milli Mücadele ve Cumhuriyet Dönemi

Amasya Genelgesi (1919)

Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı en önemli belgelerden biri olan Amasya Genelgesi, 22 Haziran 1919’da burada yayınlandı. Mustafa Kemal Atatürk, bu belgede:

"Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır." diyerek

Halkın kendi geleceğine karar vermesi gerektiğini ilan etmiştir.

Saraydüzü Kışlası, bu nedenle tarihi bir öneme sahiptir. Amasya Genelgesi, hem bir kalkış çağrısı hem de cumhuriyet fikrinin ilk yazılı ifadesi sayılır.

Cumhuriyet Dönemi (1923 – Günümüz)

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Amasya, Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli taşra kentlerinden biri olmaya devam etti. 20. yüzyılda şehir modernleşme, sanayileşme ve tarımda gelişme adımları attı. Merzifon Havaalanı, şeker fabrikası, modern hastaneler, üniversite gibi yatırımlarla Amasya yeni bir kimliğe kavuştu.

Günümüzde Amasya, hem turistik cazibesi, hem eğitim olanakları, hem de doğal güzellikleriyle öne çıkan bir şehir konumundadır.

Şehre Geri Dön